Dijital dönüşüm seçenek değil yapılması gereken bir zorunluluktur
Bilişim ve iletişim teknolojilerini de kullanarak üretimde tamamen insandan bağımsız akıllı üretim şeklini Endüstri 4.0 olarak değerlendirilebilir. Diğer bir deyiş ile Endüstri 4.0 akıllı sistemleri, yapay zeka uygulamalarıyla destekleyerek bir otonomi sistemi olarak görebiliriz. Endüstri 4.0 iş ve yaşam şekillerine birçok yenilik getirecek, ancak geçiş döneminde bazı zorluklar da yaşanacak. Geçiş döneminde karşılaşılacak zorlukların en başında doğru uygulamanın yapılması geliyor. Çünkü konu sadece Türkiye’de değil dünyada da yeni olduğu için doğru çözümü bulmak ve uygulamak kolay değil. Endüstri 4.0 temelde Mekanik & Robot, Elektrik& Otomasyon, Bilişim & İletişim bileşenlerinden oluşuyor. Bu bileşenlerden birinin eksik olması ve/veya
birbiri ile tam uyumlu olarak çalışmaması durumunda doğru çözümün olmadığı bilinmeli. Söz konusu bileşenleri dikkate aldığımızda, Endüstri 4.0 akıllı sistemlerini yapay zeka uygulamalarıyla destekleyerek bir otonomi sistemi olarak görebiliriz.
Dijitalleşme ve Endüstri 4.0’a geçiş önemli. Çünkü dijital dönüşüm bir seçenek değil yapılması gereken bir zorunluluk. Dolayısıyla sanayimizin, Dijitalleşme ve Endüstri 4.0’a geçişi kesinlikle öncelikli hedefi olmalı.
Aksi halde sanayimiz Endüstri 4.0 ile üretim şekline dönen ülkeler ile rekabet edemez duruma gelerek bir daha hiçbir şekilde bu firmalar seviyesine ulaşamayabilir. Türkiye gibi emek yoğun ülkelerde üretimde Ebdüstri 4.0’a geçiş sürecinde elbette mutlaka dikkat edilmesi gereken noktalar var. Öncelikle kamu, özel sektör, milli eğitim (üniversiteler) ve STK’ların bir araya gelerek çözüm oluşturmaları gereki- yor. Çünkü Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 temelinde insan var. Fiziksel çalışmadan zihinsel çalışmaya geçerken kamunun, STK’ların, özel sektörün ve eğitim sistemimizin ortaklaşa ve aynı anda baştan sona yürütecekleri bir strateji ve icraat olmalı. Türkiye olarak her ne kadar emek yoğun bir ülke olmamıza rağmen Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 geçiş öncelikli olmalı, aksi durumda zaten birkaç yıl içinde geri kalmış olacağız. Tüm paydaşlar bir araya gelerek, çözüm oluşturmalı Global anlamda gelişmiş ülkeler ile
diğerleri arasında farklılıklar var. Elbette Almanya, Japonya, Amerika gibi ülkeler bu konuda önderlik yaparken, Çin’in de bu konuda rahatlıkla öncü ülkeler arasında olduğunu söyleyebiliriz. Bu ülkelerin Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 için 2025-2030 hedefleri var ve bu konuda ilerlemek için gerçekten çok ciddi bütçelerle bu alanda çalışmalar yürütüyor. Bu ülkeler her yıl on milyarlarca dolar/euro’yu Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 çalışmalarına harcıyor. Global olarak baktığımızda Türkiye farkındalık olarak dünya ile aynı seviyelerde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak işin icraat ve yatırımlar noktası dikkate alındığında maalesef henüz istediğimiz bir yerde olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü gelişmiş ülkeler on milyarlarca bütçe ayırırken bizim de bu yarıştan kopmamız için bu bütçeleri ayırıp, en uygun stratejileri de uygulamamız gerekiyor. Son dönemlerdekamunun aldığı bazı kararlar yerinde olup, Dijitalleşme ve Endüstri 4.0’a geçiş için bir ivme kazandırabilir. Ancak öncelikle kamu, özel sektör, milli eğitim (üniversiteler) ve STK’ların bir araya gelerek çözüm oluşturmaları gerekiyor.
Özellikle bilişim, otomasyon gibi Türkiye’nin teknolojik altyapısı dikkate alındığında belli ölçülerde Türkiye’nin Endüstri 4.0’a geçmeye hazır olduğunu söyleyebiliriz. Geçiş esnasında teknolojik bilgi birikimi,
nitelikli iş gücü ve finansal yapıları dikkate aldığımızda eksikliklerimiz olmakla beraber, yapılamayacak bir
durum değil. Endüstri 4.0’a geçişte, başarılı sonuçlar elde etmemiz için de tüm paydaşlar olarak mutlaka planlama, organizasyon ve işbirliği geliştirmeliyiz. Türkiye’de ekonomiyi oluşturan firmaların büyük çoğunluğunun KOBİ statüsünde olmasından dolayı KOBİ’ler için özel bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Kritik önem taşıyan KOBİ’ler için Dijitalleşme ve Endüstri 4.0’a geçişlerini kolaylaştırıcı düzenleme, teşvik ve stratejiler oluşturarak ilerlemek zorundayız. Çünkü Dijital Dönüşüm ve Endüstri 4.0’ın doğru uygulanması ve uygulanırken kaynak yaratılması noktasında KOBİ’lerimizin kesinlikle yardıma ihtiyaçları var. Bu destek devlet tarafından sağlanmalı. Üniversite-sanayi arasındaki iş birliği daha fazla artırılmalı Endüstri 4.0’a geçiş sürecinde üniver-site-sanayi iş birliği Türkiye’de etkin olarak yapıldığını söylemek tam olarak mümkün değil. Elbette bazı üniversitelerimiz iyi niyetli bir çaba ile
çeşitli işbirlikleri yapmakla beraber, pratiğe yansıyan örnekler maalesef çok az. Yıllarca dile getirilen üniver- site-sanayi iş birliğinin ise kesinlikle oluşturulması gerekiyor. Çünkü henüz üniversite-sanayi işbirliği kuru-
labilmiş değil, bu sadece konuşuluyor. Üniversiteler, sanayinin gerçekten bir parçası olmalı. Pratik uygulama-
lar da en az bilimsel makaleler kadar öğretim üyelerinin kariyerlerine etki sağlamalı. Pratik eğitim üniversitede
oluşmalı. Örneğin Almanya’da şirketler ile birlikte ürün geliştiren üniversiteler, biz de meslek liselerinde olduğu şekilde belli sayıda öğrencisini yıl boyunca şirketlere gönderiyor. Bu ya-pıyı harmanlayan üniversitelerde hayata uygulanabilen bazı alt bölümle-rin oluşması gerekiyor. Bilgisayar altyapısını endüstriye uygulamak içinbilgisayar mühendisliği ile elektronik mühendisliği arasında başka tanımların ortaya çıkacağına eminiz. Endüstri 4.0 ve otomasyon konusu için nitelikli eleman mutlaka bulunmalı. Meslek lisesi, yüksek okul ve üniver-
site düzeyinde pratiğe dayalı eğitim teşvik edilmeli.